"Öldürmeyen darbe(!) güçlendirir"
Okumayı, yazmayı Öğreten ve Sevdire’nin adıyla…
Gelmeleri belaydı gitmeleri ayrı bir bela. Son bir haftadır
ülkemiz yoğun bir gündemle yoğruluyor hatta tabiri caizse çalkalanıyor. Hain
desiselerle ülkeye darbe girişiminde bulunanlar bir inkılap ile her şeyi ter yüz
etmeye çalıştılar. Ülkenin altını üstüne getiremeyenler şimdide çalkalama
suretiyle içindeki partikülleri parçalama yoluna gidiyorlar. Rabbimiz Şuara
süresinde “Zulmetmekte olanlar, nasıl
bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir.”
Buyurmaktadır. Bu vesileyle inkılap
yapmak isteyip de zulmedenlerden olanların devrilişine şahit olacağız inşallah
bundan sonraki süreçte.
Öldürmeyen darbe güçlendirir diye boşuna dememiş büyüklerimiz.
Merhamet etmeyene merhamet edilmez. Resmen intihara
girişenler olacaklara katlanmak zorundadırlar. Evet, bir mümin merhametlidir,
fakat kendi namusuna canına, dinine, evladı iyaline kast etmeye çalışanlara
karşı Hamza’nın kılıcı gibi keskindir de aynı zamanda.
Yaşadığımız son olaylardan sonra on binlerce kişi gözaltına
alınmış durumda. Sosyal medyayı yakından takip etmeye çalışıyorum. Herkes
intikam naraları atıyor. Bu yapı ile beraber olan herkesin en ağır cezalara
çarptırılması isteniyor. Ebetteki işin içinde olanlar ve bir şekilde suça
bulaşanlar cezasız kalmayacaktır, kalmamalı. En azından öyle temenni ediyoruz.
Fakat nefretler öyle bilenmiş ki... Bunlara selam verenlere de acımayacaksın
dercesine.
Kuruldukları günden bugüne başa gelen hükümet ile işbirliği
yapmak suretiyle en önemli kademelerde kendi adamlarını bıraktıklarını
unutmamalıyız. Adeta mutualist bir yaşam ile bu yolda yürüyenler iş koltuk
meselesine gelince nedense kılıçları birbirine çekmişlerdir. Herkes onların iyi
niyetine aldandı. Kuran, Muhammed diyerek inançlı milletimizin duyguları ile
oynamışlardır. Yani yalan söylemişlerdir! Ne güzel dedi Mehmet Göktaş hocamız,
“Bu yapının deşifre olması İslam ümmeti için çok büyük bir lütuftur.
Trilyonları harcasaydık hiç kimseye inandıramazdık. Hiç kimse bunların
başörtüsü için, filistin için sokağa döküldüğüne şahit oldu mu?”
Lisede FEM dershanesine gittiğimiz dönemde hocalarımıza! “Neden polislik sınavına giren
öğrencilerinize soruları verip kazanmalarını sağlıyorsunuz” diye
sorduğumuzda “istemez misin İslami bir yapı başa gelsin” diye cevap veriyorlardı.
Bir Müslüman ne pahasına olursa olsun yalan söyler mi? Diye sormazlar mı adama?
Yalan söyleyen bir insan ne yapar sizce? Bence her şey yapar. Yalan söyleyen
hırsızlıkta yapar, zulmeder de. Allah’a
karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? (Hud Süresi / 93)
Yapılan tutuklamalar ve bundan sonra yapılacak tutuklamalar
nereye kadar varır bilmiyoruz. Fakat asıl unutulmaması gereken bir şey var ki o
da adaletin yeniden tesis edilmesidir. Karakolun ön kapısından girip arka
kapısından çıkabilmek adalet değildir. Herkes eşit şartlarda yargılanmalıdır.
Yargılanma demişken 90'lardan bu yana suçsuz bir şekilde kumpaslarla
cezaevlerine gönderilen Müslümanlar için yeniden yargılama yoluna gidilmelidir.
OHAL’in ilk kararnamesi ile şuan binlerce okul, dernek, vakıf kapatılmış durumda.
Kapatılan bu okullar gerçekten kapatılması gerekenler midir? Peki, ya takiyye
yapıp devletin en üst makamlarımda bulunanlar, gizli kalanlar veya kalması
gerekenler varsa… Bu sefer kurunun yanında yaşta yanmaz mı? Yanmamalı. İnce
eleyip sık dokumak gerekir bu zamanda. OHAL bu zamana kadar yaşanan tüm
mağduriyetleri gidermek için kullanılmalı yeni mağduriyetler oluşturmak için
değil… Hele ki ülkemiz içindeki birçok yapının birleştiği bir zamanda incitici
kararlardan vazgeçmek gerekir diye düşünüyorum.
Öldürmeyen darbe güçlendirir demiştik yazının başında. Evet, bir
milletin iradesine kast edip inkılaba kalkışanlar Allah’ın izni ve yardımıyla
büyük bir hezeyan içinde geri çekilmek zorunda kalmışlardır, kalacaklardır.
Öyle ya kalkıştıkları Darbe! Girişimi öldürememiştir, tam aksine güçlenerek
çıkmıştır milletin iradesi.
Şimdi darbe sırası mazlumların! Bu ihanet çetesinin
hainliklerine yıllar sonrada farkına varanları bir kenara bırakarak, halen
yanlışlıklarının üzerine devam edenlere, asilere karşı iyi bir darbe
vurmalıdır.
Onlar emperyalist ve Siyonistlerin yardımı ile darbeye
kalkıştılar. Bu darbe ne hükümeti ne de milleti öldüremedi tam aksine
güçlendirdi, birleştirdi. Şimdi sıra milletin. Eğer öldürücü bir darbe
almazlarsa onlarda güçlenerek çıkar bu süreçten. Dedim ya öldürmek derken ben
bilfiil idam etmekten, işkence etmekten bahsetmiyorum. Bugüne kadar milletin
paralarıyla sahip oldukları her şeyin tekrar millete iade edilmesinden
bahsediyorum. Onları besleyen tüm finans kaynaklarının kesilmesinden
bahsediyorum.
Herkes maddi bir cezadan bahsediyor. Ben ise sadece yüreğime
ferahlık veren aynı zamanda bir tecelli gâh olan nur ayetlerle tamamlamak
istiyorum yazımı. Onlar için dünyada
geçici bir yararlanma vardır. Sonra dönüşleri bizedir. (Yunus suresi / 18)
Tekrar görüşmek ümidiyle, Allah’a emanet olun.
23.07.2016 / Cumartesi
Yorumlar
Yorum Gönder