Pestisit nedir? Pestisitler niçin kullanılır ve insan sağlığına zararları nelerdir?
Pestisit nedir?
Pestisitler niçin kullanılır ve insan
sağlığına zararları nelerdir?
Pestisitler doğada bulunan zararlı
organizmaları engellemek için kullanılan kimyasallardır. Birçok türü bulunan
pestisitler, dünya genelinde birçok alanda kullanılıyor. Pestisit terimi, böcek
öldürücüler, mantar öldürücüler, herbisitler, kemirgen öldürücüler,
yumuşakça öldürücüler, bitki büyüme düzenleyicileri ve diğerleri
dahil olmak üzere çok çeşitli bileşikleri kapsar. Pestisitler ürünlere fayda
sağlar; Bununla birlikte, aynı zamanda çevreye ciddi bir olumsuz etkide
bulunurlar. Zirai ilaçların aşırı kullanımı biyolojik çeşitliliğin yok olmasına
neden olabilir. Birçok kuş, suda yaşayan organizmalar ve hayvanlar böcek
ilaçlarının tehdidi altındadır. Pestisitler, çevrenin sürdürülebilirliği ve
küresel istikrar için bir endişe kaynağıdır.
İdeal olarak bir pestisit, hedeflenen
zararlılara karşı öldürücü olmalı, insan ve diğer türlere karşı
toksik olmamalıdır. Ama ne yazık ki, durum böyle değil. Bundan
dolayı pestisitlerin kullanımı tartışmalıdır. Pestisit üretimi
Hindistan'da 1952 yılında Kalküta yakınlarında bir tesis kurulmasıyla
başlanmıştır. Hindistan, Çin'den sonra Asya'da ikinci en büyük pestisit
üreticisidir ve dünya çapında on ikinci sırada yer almaktadır.
Pestisitler niçin kullanılıyor?
Organik yaşam söylentileri yayılmaya
başladıktan sonra sürekli pestisitleirn zararları yönleri duyrulmaya başlanmış
olup faydalı etkileri yok gibi bir algı oluşturulmuştur. Halbuki söylemlerimiz
karşıtlık üzerine değil, yanlışı ve doğruyu ayrıntısıyla beraber irdeleyip her
yanıyla duyurmak üzerine olmalıdır. Bunun için pesitisitlerin insan sağlığına
olan zararlı etkilerini anlatırken bir yandan da tarımsal ürünler üzerine
faydalı etkilerine değineceğim. Pestisitler
tarımsal alanda verimliliğin artırılması, ürün kayıplarının korunması, vektör hastalık kontrolü, gıda kalitesinin artırılması, nakliye, spor
kompleksleri ve binalar gibi alanlarda
kullanılmaktadır. Eğer kullandığımız kimyasallar veya biyolojik ajanların zararlı
etkileri yararlı etkilerinden fazlaysa ya onları kullanmaktan vazgeçeçeğiz ya
da zararlı etkilerini en düşük düzeye getirmeliyiz.
Pestisit türleri
nelerdir?
İnsektisit
: Böcek, haşerelere karşı kullanılan ilaçlardır.
Fungusit : Mantalara karşı kullanılan ilaçlardır.
Herbisit : Yabancı otlara karşı kullanılan ilaçlardır.
Mollusit : Yumuşakçalara karşı kullanılan ilaçlardır.
Rodentisit : Kemirgenlere karşı kullanılan ilaçlardır.
Nematisit : Nematotlara karşı kullanılan ilaçlardır.
Akarisit : Akarlara karşı kullanılan ilaçlardır.
Fungusit : Mantalara karşı kullanılan ilaçlardır.
Herbisit : Yabancı otlara karşı kullanılan ilaçlardır.
Mollusit : Yumuşakçalara karşı kullanılan ilaçlardır.
Rodentisit : Kemirgenlere karşı kullanılan ilaçlardır.
Nematisit : Nematotlara karşı kullanılan ilaçlardır.
Akarisit : Akarlara karşı kullanılan ilaçlardır.
Pestisitlerin
zararları nelerdir?
İstenilen etkiler genellikle kısa
ömürlü olsa da, çalışmalar kimyasal pestisitlerin, iş bittikten sonra
atmosferde, toprakta ve suda yer aldığını göstermiştir. Dünyada neredeyse 100
yıldır kimyasallar kullanılıyor. Ne yazık ki, pestisitler bir yüzeye
uygulandığında, amaçlanan kullanım alanlarının dışında hava, toprak veya su ile
temasa geçerek bir çevre kirliği oluşturmakatdır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı
sınıflandırmada en çok kullanılan 700 civarındaki pestisitin 33’ü insan
sağlığına çok zararlı, 48’i oldukça tehlikeli, 118’i orta derecede tehlikeli ve
239’u da daha az tehlikeli grupta yer alıyor.
Endokrin bozucu terimi, hormonlara ve
hormon dengesine müdahale eden maddeleri ifade eder. Hormonlar vücudun kimyasal
habercileridir. Pestisitler çok düşük kimyasal konsantrasyonlar ile bile
hormonlar üzerine negatif etki oluşturarak, özellikle büyüme ve üreme
fonksiyonlarını üzerine etki oluştururlar.
Pestisitlerin endokrin bozucu
etkisiyle, erken ergenlik, yumurtalıklarda kist görünümü, uterus anomalileri,
meme kanseri, erken düşüklerle gebelik komplikasyonları, fertilite azalması,
diyabet ve obezite nörolojik bozukluklar, özellikle beyin gelişimindeki
bozukluklar, hiper ve hipo tiroidizm, parkinson hastalığı gibi beyindeki
dejeneratif hastalıklara neden olurlar.
Karbamatlar, organofosfatlar ve
klorlanmış hidrokarbonları içeren birçok pestisit genetoksik etkiye sahiptir.
Tarım ile uğraşan ve pestisite maruz kalan insanlarda yapılan çalışmalarda bu bireylerde
yapısal ve sayısal kromozom anomalileri ile kardeş kromatid değişiminde
artmalar gözlenmiştir.Yapılan hayvan deneylerinde ise radyoaktif olarak
işaretlenip anneye verilen pestisitin 5 saat sonra plasentadan fetüse geçtiği
ve fetüsün göz, sinir sistemi ve karaciğerine yerleştiği gözlenmiştir.
Kimyasal pestisitler gıdalarımızın
besin değerini sadece tüketmekle kalmaz, aynı zamanda kontamine
eder. Araştırmalar, elma, bebek maması, ekmek, tahıl gevreği, taze somon,
limon, marul, şeftali, nektarin, patates ve çilek gibi yiyeceklerin üçte
birinde sürekli olarak pestisit kalıntıları bulmuştur.
Neler yapmalıyız?
Dünyadaki egemen anlayış gıdanın maksimum kalıntı limiti üzerinde
kalıntı içermesinin sağlığa zararlı olduğu yönündedir. Toksikolojik çalışmalar
kalıntı limiti değerlerinin altında olduğunda bile endokrin sistem bozucu
olarak adlandırılan bazı kimyasal maddeler MKL değerlerinin altında olsa bile
bir takım sağlık sorunlarına yol açabildiğini vurgulamıştır.
Alternatif mücadele yöntemleri içerisinde
bitkilerden elde edilen ekstraktlar ve uçucu yağlar zararlılarla mücadelede
önemli bir yer tutmaktadır. Tarımsal ürünlere zarar vermeyen, aksine zararlı
olarak nitelendirilen türlerle beslenen, organizmalarla biyolojik mücadele
yapılabilir. Biyolojik mücadelenin başarılı olabilmesi için doğal düşmanların
etkinliklerinin artırılması ve populasyonlarının korunması önemlidir.
Gıda bazlı organik kovucuların
(örneğin yumurta, biberdeki kapsaisin) kullanımını desteklemek, potansiyel
olarak zararlı kimyasal pestisitleri pazardan ve nihayetinde tükettiğimiz
gıdalardan arındırmaya yardımcı olacaktır.
Pestisit kalıntılarının
temizlenmesinde karbonatlı suyla meyve ve sebzelerin yıkanmasıdır. Bununla
birlikte karbonatlı suyla meyve ve sebzeleri yıkamak kabuğa nüfuz eden
kalıntıların giderilmesinde tamamen etkili değildir. Bu konuda etkili yöntem
ise sebze ve meyvelerin kabuklarının soyularak tüketilmesidir. Meyve ve
sebzelerin kabuklarının soyulmasıyla birlikte vücudumuz için gerekli olan
biyoaktif maddelerin de kaybedildiğini unutmamak gerekir.
Bir kimyasalın etkisinin, başka bir
madde ile birleştirildiğinde, arttırılabileceği veya değiştirilebileceğidir.
Her gün bir kimyasal kokteyline maruz kalıyoruz ve gerçek şu ki, böyle bir
kimyasal karışımına karşı bu düşük seviyeli maruz kalmanın bize olan etkisini
kimse bilmiyor. Denemeye devam ediyoruz. Pestisitlere maruz kalmamızı azaltmak
ve durdurmak temel amacımız olmalıdır.
Çocuk Sağlığı Çevresel Koalisyonundan William
Baue şöyle diyor: “Birçok pestisit
dış mekanda ışığa ve ısıya maruz kaldığında hızlı bir şekilde ayrışırken,
kapalı bir ortamda, bazen yıllar boyu halı lifleri, mobilyalar ve oyuncaklarla
dolu gömülebilirler.”
Satın aldığımız her ürünle, yaptığımız
her eylemle, kurduğumuz her cümleyle yaşamak istediğimiz dünyanın temellerini
atıyoruz, bunun farkına vardığımızda dünyayı daha güzel bir yer haline
getireceğiz…
Muhammed Zeki
Aygur
KAYNAKLAR :
Yorumlar
Yorum Gönder